Bayraklı’da 375 hektarlık orman alanının yapılaşmaya açılmasının önünü açan Cumhurbaşkanlığı kararı tartışma yaratmaya devam ediyor. Aynı alan 2020 yılında da benzer bir kararla orman sınırları dışına çıkarılmış, ancak TMMOB’un açtığı dava sonucunda Danıştay tarafından iptal edilmişti. Bu kez 31 Ağustos 2024 tarihli yeni kararnameyle bölge yeniden orman statüsünden çıkarıldı. Mahkemeye başvurular sürse de bilirkişi incelemesi için belirlenen yüksek ücretler davaların açılmasını adeta imkânsız hale getiriyor.
“Hukuki Yollar Kapalı, Kamuoyu Şart”
Türkiye Ormancılar Derneği İzmir Temsilcisi Ahmet Kenan Öztan, dava açmak için belirlenen 180 bin liralık bilirkişi ücretini eleştirerek, bunun davaları caydırmaya yönelik sistemli bir hamle olduğunu savundu. “Cumhurbaşkanlığı istediği her yeri kolaylıkla orman dışına çıkarabiliyor. Biz bu karara karşı dava açtık ama kaybettik. Artık bu süreçlerde hukuk işlemiyor. Dernek olarak boşa para harcamamayı tercih ediyoruz,” diyen Öztan, çözümün bu konuyu kamuoyuna taşımaktan geçtiğini vurguladı.
1995 yılında meydana gelen sel felaketinde 61 kişinin yaşamını yitirmesinin ardından bu bölgenin ağaçlandırıldığına dikkat çeken Öztan, “O yamaçta yeniden yapılaşmaya gidilmesi hem riskli hem de doğaya ihanettir. 8 binin üzerinde konut yapılacağı konuşuluyor. Bu kararlar geleceği gözetmeden alınmış, yanlış kararlardır,” dedi.
“Çevre Davaları Lüks Hale Geldi”
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) Hukuk Kurulu Üyesi Av. Arif Ali Cangı da çevre davalarının artık ekonomik olarak erişilemez hale geldiğini belirtti. “Bir çevre davasının açılışı 5-10 bin lira arasında değişiyor. Keşif ve bilirkişi ücretleri ise 100 ila 200 bin lirayı buluyor. Üstelik davayı kaybederseniz, idare mahkemesinde 36 bin, Danıştay’da 56 bin lira da karşı tarafın avukatına ödeme yapmak zorundasınız,” diyerek, adalet sisteminin çevre mücadelesi veren yurttaşları mağdur ettiğini ifade etti.
